AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi Orhan Miroğlu, “Filistin meselesi söz konusu olduğunda birinci ve ikinci intifadayken o süreçlerin çok geride kaldığını düşünüyordu herkes. Bir daha yeryüzünde bir Vietnam ve Cezayir yaşanmaz diyorduk. Saldırılardan bir ay önce İbrahim Anlaşması’nı konuşuyordu dünya” dedi.
AK Parti MKYK Üyesi Orhan Miroğlu, bazı ziyaretler için geldiği Mardin’de kentteki basın mensupları ile özel bir işletmede bir araya geldi. Burada gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Miroğlu, Netanyahu hükümetinin, Filistinlilere temel hak ve özgürlüklerin ilerleme garantisi veren, Birleşik Arap Emirlikleri ile İsrail arasındaki İbrahim Anlaşması’nın konuşulduğu sırada savaşın çıktığını belirterek, “Çok kaotik ve gerçekten öngörülebilir olmaktan çıkan bir dünya var. Vietnam gibi süreçler, Filistin meselesi söz konusu olduğunda, birinci ve ikinci İntifadayken o süreçlerin çok geride kaldığını düşünüyordu herkes. Bir daha yeryüzünde bir Vietnam ve Cezayir yaşanmaz diyorduk. Bir halkın etnik bir öfkeyle adeta kendi topraklarında her dakika her saat adım adım ölüme doğru katliamlara doğru sürüklendiği halleri yaşamayız diye düşünüyorduk. Hamas’ın İsrail’e saldırısından çok değil, bir ay önce anlaşmayı konuşuyordu dünya. Diyalog arayışı içerisinde olduğumuz bir süreçten hızla yeniden kopuşa ayrışmaya ve büyük bir bölünmeye, din temelli bölünme, siyasal temelli bölünme, coğrafik esaslara göre çizilmiş ulusların sınırlarına dair korkularının, kaygılarının büyüdüğü bir bölünme hissiyatı, bir anda dünyaya hakim oldu” diye konuştu.
‘BELKİ DE ANLAŞMANIN OLUMLU ETKİLERİ DÜŞÜNÜLEREK, BÖYLE BİR KONSEPTİN İÇİNE SOKULDU’
Miroğlu, anlaşmanın olumlu etkilerinin olabileceği düşünülerek İsrail ve Filistin’in savaş konseptine sokulduğunun düşünüldüğünü ifade ederek, “Bütün kan ve gözyaşına rağmen yeniden bu 2 toplum bir arada yaşayabilir mi? Yaşarsa nasıl yaşayacak? İşte İbrahim Anlaşması’nın bu bakımdan önemi son derece büyüktür. Çünkü anlaşma, Filistinlilerin, İsrail’in vatandaşı olan Filistinlilerin, temel hak ve özgürlüklerin de ilerleme garantisi veriyordu. Maalesef, belki de bu anlaşmanın olumlu etkilerinin olabileceği düşünülerek, böyle birdenbire bir konseptin içine sokuldu hem Filistinliler hem İsrailliler. Şuna da çok üzülüyoruz, sadece rahmetle anarak geçen bu huzursuzluk dönemi bizi maalesef mutlu etmiyor. Yani hepimizin içinden ‘Gazze’de ölen çocuklar için neler yapabiliriz?’ sorusu geçiyor. Uyanıyoruz ve haberlere bakıyoruz, bazılarımız belki gözyaşı döküyor, bazılarımız namaz kılıyor ve dua ediyor. Ama maalesef hayatın kendisi bu güzel geleneklere göre yürümüyor. Çünkü Filistin’de insanlar katledilmeye devam ediliyor” şeklinde konuştu.