Davutoğlu, Meclis Başkanı Kurtulmuş ile Görüştü: “Eğer Niyet Bireysel Başvuru Hakkını Kaldırmaksa Vatandaşların Elde Ettiği En Büyük Hakkı Ortadan…

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında yaşanan süreç ve “Filistin” meselesine ilişkin TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’u ziyaret etti. Davutoğlu, görüşmenin ardından “Eğer niyet şuysa, Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasındaki ihtilaftan yola çıkarak bireysel başvuru hakkını kaldırmaksa bu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının demokratik dönemde elde ettiği en büyük hakkı ortadan kaldırmak anlamına gelir… Eğer buradan niyet bireysel başvuru hakkını kaldırıp daha sonra da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının süreçlerinin önünü kapatıp Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden koparak içeride kendi kendine hükümran bir iç hukuk sitemi oluşturmaksa bu iç hukuk sistemi milli olmaz, bu bir grubun çıkarına hareket eder” dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, bugün TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’u ziyaretinin ardından açıklama yaptı. Davutoğlu’na Gelecek-Saadet Partisi Grup Başkanı Selçuk Özdağ, Grup Başkanvekilleri İsa Mesih Şahin ve Bülent Kaya eşlik etti.

Davutoğlu, Kurtulmuş ile yaklaşık 1 saat görüştükten sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Davutoğlu, “TBMM Başkanıyla 1970’li yıllara giden bir hukukumuz var. Dolayısıyla aramızdaki hukuku sadece konjonktür siyasetle sınırlamam. Müktesebatı itibarıyla TBMM Başkanlığı görevi esnasında temel Türkiye’deki demokratik değerlere dayalı bir yönetim sergileyeceğine inanıyorum. Dolayısıyla bir yasama dönemi başlangıcı itibariyle hayırlı olsun süreci” dedi.

“Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında yaşanan süreç” ve “Filistin” meselesi üzerine görüştüklerini aktaran Davutoğlu şunları söyledi:

“Birinci konuda biz zaten Saadet- Gelecek Grubu olarak Sayın Karamollaoğlu ile birlikte kanaatlerimizi paylaşmıştık. Bir kez daha paylaşmak gerekirse ki Sayın Meclis Başkanımıza da bunu ifade ettim. Türkiye belli dönemlerde yol ayrımlarına gelmiştir. Bugün de Türkiye’nin demokratik hukuk yapısının ve var olan Anayasa’yı benimseriz, benimsemeyiz, eleştiririz eleştirmeyiz o ayrı bir husus ama Anayasa’ya uymak herkesin görevidir. Yüksek yargı arasında olabilecek ihtiyatların Anayasa çerçevesinde çözülmesi lazım. Ama Türkiye’nin asla bireysel başvuru hakkının törpülendiği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yolunun tıkandığı içeride özellikle yürütmede bazı unsurların yargıyı tahakküm altına aldığı, hakimlerin karar verirken dava açan mağdurların hakimlerin önüne gitmeden önce bazı avukatlarla temasa geçmek zorunda kendilerini hissetmesi ve benzer bir hukuki bir tabloyla karşı karşıyayız. Bunlar Türkiye için ciddi düşünülmesi gereken konular.

“BEŞTEPE’DE BAZI DANIŞMANLARIN YÖNLENDİRMELERİYLE TBMM’NİN YETKİSİ GASP EDİLDİ”

Anayasa Mahkemesi, Can Atalay meselesi değil bu mesele. Can Atalay milli iradeyle seçilmiş bir milletvekili olarak yeri TBMM’dir ama şu an yürümekte olan tartışma demokratik hukuk devletinin varlığı ya da yokluğu meselesidir. Türkiye’nin 75 yıllık demokrasi mücadelesindeki kazanımları kimse geriye götürmemeli, götürmeye çalışmamalıdır. TBMM’nin yetkisi, hakkı olan konuları Beştepe’de bazı danışmanların yönlendirmeleriyle TBMM’nin yetkisinin neredeyse gasp edildiği bir durumun ortaya çıkmaması lazım. TBMM Meclis Başkanı’mıza görüşlerimi ifade ettim. Türkiye’nin demokratikleşmesi konusunda atılacak her adımı Gelecek-Saadet Grubu olarak destekleyeceğimizi ama antidemokratik bir sürece girildiğinde de buna karşı çıkacağımız konusundaki kanaatlerimi de ifade ettim. Son derece, karşılıklı saygı içerisinde istişare oldu.

“DAHA ÖNCEKİ ÖRNEKLERDEN FARKLI BİR TUTUM SERGİLENİYOR”

Filistin konusuna ilişkin gerekli önemin verilmediğini belirten Davutoğlu, Can Atalay’ın durumua ilişkin Meclis Başkanı Kurtulmuş’un tavrının ne olduğu sorusu üzerine “Şu ana kadar TBMM Başkanlığı’nın sürdürdüğü davranış doğrudur. Aslında daha önce örnekleri de var. Enis Berberoğlu, Ömer Faruk Gergerlioğlu örnekleri var. Daha önceki örneklerden farklı bir tutum sergileniyor. Ben bu konuda kanaatlerimi ifade ettim ama Sayın Meclis Başkanım herhalde kendi kanaatlerini ifade eder. Benim söylemem uygun düşmez” dedi.

BAHÇELİ’NİN SÖZLERİNE İLİŞKİN “KİŞİLERİ İTHAM ETMEK, DOĞRU DEĞİL”

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, “AYM’nin kapatılması” ile ilgili sözlerine ilişkin de Davutoğlu şöyle devam etti:

“Anayasa Mahkemesi’nin kararları eleştirilebilir. Bazen bizim yaklaşımımıza uygun düşmeyebilir ama Anayasa’mızın 153. maddesi orada dururken ve bu madde ‘Anayasa Mahkemesi’nin kararları nihaidir ve bağlayıcıdır’ kurala bağlanmışken Anayasa Mahkemesi’ne suç duyurusunda bulunmak Türkiye’nin hukukun katledilmesi anlamına gelir. Yüksek yargının karşılıklı birbirleriyle hukuki hesaplaşma içerisinde girmesini esastan doğru bulmam bu bir devlet krizidir. Sayın Bahçeli’nin şunu unutmaması lazım, eğer gerçekten Anayasa Mahkemesi FETÖ ve PKK ile irtibatlandırılacaksa ki ben öyle düşünmüyorum. Bu mahkeme üyelerini kahir ekseriyetinin 10’nun sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından atandığını geri kalan beşinin de Sayın Abdullah Gül tarafından atandığını ve dolayısıyla bugünkü Cumhur İttifakı’nın AK Parti Cumhurbaşkanı tarafından atandığını unutmamak itibar eder. Elde bir delil yokken kişileri itham etmek, izam etmek doğru değil. O zaman karşı ithamlar gelir. Yargıtay için de başka şeyler söylenir ve bir anda kaos yaşanır.

“NİYET, BİREYSEL BAŞVURU HAKKINI KALDIRMAKSA…”

Eğer niyet şuysa, Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasındaki ihtilaftan yola çıkarak bireysel başvuru hakkını kaldırmaksa bu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının demokratik dönemde elde ettiği en büyük hakkı ortadan kaldırmak anlamına gelir. Bireysel başvuru hakkı insan haklarının Anayasa unsurudur. Eğer buradan niyet bireysel başvuru hakkını kaldırıp daha sonra da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının süreçlerinin önünü kapatıp Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden koparak içeride kendi kendine hükümran bir iç hukuk sitemi oluşturmaksa bu iç hukuk sistemi milli olmaz bu bir grubun çıkarına hareket eder.”

“ANAYASA’NIN AÇIK HÜKÜMLERİNE UYMAYANLA YENİ BİR ANAYASAYA NASIL UYACAK”

Anayasa değişikliğine ilişkin ise Davutoğlu, “Varolan Anayasa’nın açık hükümlerine uyulmadığı bir dönemde anayasa değişikliği teklifinde bulunmak çok samimi bir tutum değil. Ama sivil bir anayasa gerçekten isteniyorsa o zaman çoğulcu bir demokratik anayasa yapımı içinde merci belli, TBMM. benim de açık söyleyeyim 12 Eylül Anayasası’na karşı çıktık hep beraber benimseyip benimsemek ayrı bir husus ama var olan Anayasa’nın açık hükümlerine uymayanların yeni bir anayasaya uyacaklarının teminatını kim verecek” dedi.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top